17 Temmuz 2014 Perşembe

Marka Destek Programı

MARKA DESTEK PROGRAMI KAPSAMINA ALINAN/BULUNAN ŞİRKETLERİN DESTEKLENMESİ

Destek Unsurları ;
  1. 1.  Patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tesciline ilişkin olarak yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirilen tüm harcamaları (telefon, faks, avukatlık ücretleri, vb)
  2. 2.  Tanıtım, Reklam ve Pazarlama Faaliyetlerinin Desteklenmesi        
  3. Yurtdışı Birimlere İlişkin Giderlerin Desteklenmesi
  4. 4.  Reyonların Desteklenmesi
  5. 5.  Showroomların Desteklenmesi    
  6. 6.  Kalite Belgeleri ile İnsan Can, Mal Emniyeti ve Güvenliğini Gösterir İşaretlere ilişkin Harcamaların Desteklenmesi  
  7. 7.  Franchising Desteği  
1-   Patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tesciline ilişkin olarak yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirilen tüm harcamaları (telefon, faks, avukatlık ücretleri, vb)  
% 50 oranında ve yıllık en fazla 50.000 ABD Doları’na kadar desteklenir.

2-   Tanıtım, Reklam ve Pazarlama Faaliyetlerinin Desteklenmesi:          
Şirketlerin, Stratejik İş Planlarında hedef pazarlar olarak belirtecekleri ülkelerde destek kapsamına alınan marka/markaları ile ilgili olarak destek kapsamına alındığı tarihten sonra gerçekleştireceği;
§   Görsel ve yazılı tanıtım (Yurtdışına yönelik yayın yapan Türk televizyonları, gazeteleri, vb. basın yayın organlarında verilecek reklamlara ilişkin harcamalar destek kapsamında değerlendirilmez.)
§    Tanıtım ve pazarlama organizasyonları (Show, defile, özel sergi, sunum vb.) düzenleme ve katılım giderleri,
§    Ülke imaj kampanyası,
§   Pazar araştırması (segmentasyon, rekabet, imaj, algı, gizli müşteri, müşteri memnuniyeti, lokasyon, dağıtım kanalı, iletişim fiyat, vb. araştırmalar),
§    Sponsorluk (kültürel, sosyal sorumluluk, imaj amaçlı ve sportif sponsorluklar vb.),
§    Kokteyl (açılış, sezon açılışı, kampanya uzantısı, ürün lansmanı vs),
§    Seminer, konferans, vb.,
§    Web sitesine ilişkin tasarımlar ve bu tasarımların uygulamaları,
§    Her türlü reklam panoları ve duvar reklamları,
§    Yabancı dilde hazırlanmış firma katalogları ile her türlü basılı iletişim malzemesi
§    Üretilen kataloglarla ilgili (tercüme bedeli hariç) her türlü giderler (yurtdışı edildiği takdirde desteklenir.),
§    Marka-promosyon iletişim ajansı harcamaları,
§    Halkla İlişkiler-Basınla İlişkiler ajansı harcamaları,
§    Medya satın alım ajansı harcamaları,
§    Direct mailing ile ilgili harcamalar,
§    Zincir marketlerin raflarına girebilmek için bir defaya mahsus ödenen listeleme bedeli,
§    Periyodik mağaza dergilerinde yer alma,
§    Eşantiyon ve promosyon malzemeleri,
§   Elektronik ortamda tanıtım sitelerine verilen reklam,
§   Radyo reklamları, tanıtımları, promosyonları,
§   Ürünlerin satışa sunulduğu ve üzerinde, destek kapsamındaki markanın logosunun yer aldığı stand, soğutucu, vb.,
§   Ürünlerin yurt dışına yönelik olarak elektronik ortamda pazarlanabilmesi amacıyla Müsteşarlıkça uygun görülen ve nihai tüketiciye yönelik olmayan e-ticaret sitelerine üyelik giderleri,
vb. harcamaları % 50 oranında ve yıllık en fazla 300.000 ABD Doları’na kadar desteklenir.

3-   Yurtdışı Birimlere İlişkin Giderlerin Desteklenmesi:
Yurtdışı birimlere (şirket, ofis, depo, mağaza, lokanta/kafe, şube, büro, yedek parça ve tamir hizmeti veren servisler)  ilişkin;
§   Brüt kira ile buna ilişkin kesinleşmiş (dönem sonunda mahsup işlemine konu olmayan) vergi/resim/harç,
§    Komisyon,
§   Söz konusu birimlerin işletilmesi için gerekli, Müsteşarlık tarafından belirlenen temel kurulum giderleri,
§   Hizmet (genel güvenlik, genel temizlik gibi ortak kullanım giderleri, forklift kira bedeli),
§   Hukuki danışmanlık
giderleri % 50 oranında ve yıllık en fazla 500.000 ABD Doları’na kadar karşılanır.
Şirketlerin;
§   Yurtdışı birimlerden mağaza/lokanta/kafe açılması amacıyla gerçekleştirecekleri uygun mahal araştırmasına yönelik danışmanlık, yerel vergi, resim harçlar belediye giderleri ile,
§   Açtıkları ve/veya açacakları mağaza/lokanta/kafelere ilişkin konsept yaratımı, teknik detay uygulama planları, proje uygulama dahil mimari çalışmaları ve dekorasyon giderleri,
% 50 oranında ve yıllık en fazla 400.000 ABD Doları’na kadar, desteklenir.
4-   Reyonların Desteklenmesi:
Firmaların kiraladıkları ve/veya kiralayacakları reyon/gondol/ köşe, dekorasyonlu köşe, kiosk, stand vb. tahsis edilmiş satış alanlarına ilişkin brüt kira ile buna ilişkin kesinleşmiş (dönem sonunda mahsup işlemine konu olmayan) vergi/resim/harç, komisyon, hizmet (genel güvenlik, genel temizlik gibi ortak kullanım giderleri, forklift kira bedeli) harcamaları, %50 oranında ve yıllık en fazla 200.000 ABD Doları desteklenir.
5-   Showroomların Desteklenmesi:    
Marka Destek Programı kapsamına alınan şirketlerin Stratejik İş Planlarında hedef pazarlar olarak belirtecekleri ülkelerde destek kapsamına alınan markalı ürünlerinin satışı amacıyla açtıkları ve/veya açacakları showroomlar ve/veya farklı markaların satıldığı showroomlarda yeralan ürünlerine ilişkin ödeyecekleri dekorasyon, brüt kira ile buna ilişkin kesinleşmiş (dönem sonunda mahsup işlemine konu olmayan) vergi/resim/harç ve/veya komisyon harcamaları, % 50 oranında ve yıllık en fazla 200.000 ABD Doları desteklenir.
6-   Kalite Belgeleri ile İnsan Can, Mal Emniyeti ve Güvenliğini Gösterir İşaretlere ilişkin Harcamaların Desteklenmesi:  
Şirketlerin çevre, kalite ve insan sağlığına yönelik teknik mevzuata uyum sağlanabilmesi ve mağaza/lokanta/kafe açılışı ve işletilmesini teminen gerçekleştirilen, kalite, hijyen, çevre belgeleri ile insan can, mal emniyeti ve güvenliğini gösterir işaretlere ilişkin danışmanlık dahil her türlü giderleri, %50 oranında ve yıllık en fazla 50.000 ABD Doları desteklenir.
7-   Franchising Desteği:  
Şirketlerin destek kapsamına alınan markaları ile ilgili olarak franchise vermeleri halinde, franchising sistemi ile yurt dışında açılacak ve faaliyete geçirilecek mağazaya ilişkin
§ dekorasyon harcamaları, %50 oranında ve mağaza başına en fazla 50.000 ABD Doları,
§ kira giderleri mağaza başına %50 oranında, en fazla iki yıl süresince en fazla 100.000 ABD Doları, desteklenir.

TURQUALITY® Destek Programı

SAĞLANAN DESTEK UNSURLARI
  1. 1.      Patent, Faydalı Model, Endüstriyel Tasarım ve Marka Tescil Harcamalarının Desteklenmesi
  1. Kalite Belgeleri ile İnsan Can, Mal Emniyeti ve Güvenliğini Gösterir İşaretlere ilişkin Harcamaların Desteklenmesi  
  2. Moda/Endüstriyel Ürün Tasarımcısı Giderlerinin Desteklenmesi          
  3. Kalite Belgeleri ile İnsan Can, Mal Emniyeti ve Güvenliğini Gösterir İşaretlere ilişkin Harcamaların Desteklenmesi
  4. Moda/Endüstriyel Ürün Tasarımcısı Giderlerinin Desteklenmesi

1-      Patent, Faydalı Model, Endüstriyel Tasarım ve Marka Tescil Harcamalarının Desteklenmesi:
§    TURQUALITY® Sertifikasını haiz marka/markalarının, yurtdışında tescil ettirilmesine ilişkin bütün zorunlu giderleri (marka-patent bürosu hizmet, danışmanlık giderleri, markanın o ülkede başka bir şirket adına tescil ettirilip ettirilmediğine ilişkin olarak yapılacak araştırma, inceleme giderleri, vb.),
§    Yurtdışında tescil ettirilmiş TURQUALITY® Sertifikasını haiz marka/markalarının korunmasına ilişkin tüm harcamaları (telefon, faks, avukatlık ücretleri, vb)
§    Patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tesciline ilişkin olarak yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirilen tüm harcamaları (telefon, faks, avukatlık ücretleri, vb)
% 50 oranında desteklenir.  
2-      Kalite Belgeleri ile İnsan Can, Mal Emniyeti ve Güvenliğini Gösterir İşaretlere ilişkin Harcamaların Desteklenmesi:  
.Çevre, kalite ve insan sağlığına yönelik teknik mevzuata uyum sağlanabilmesi ve mağaza/ lokanta/ kafe açılışı ve işletilmesini teminen gerçekleştirilen; kalite, hijyen, çevre belgeleri ile insan can, mal emniyeti ve güvenliğini gösterir işaretlere ilişkin danışmanlık dahil her türlü giderleri,
%50 oranında desteklenir.
3-      Moda/Endüstriyel Ürün Tasarımcısı Giderlerinin Desteklenmesi:
TURQUALITY® Destek Programı kapsamına alınan şirket veya harcama yetkisi verilen şirket tarafından istihdam edilen en fazla beş adet tekstil, moda, endüstriyel ürün tasarımcısı ile aşçı/şefin  (ikramiye ve fazla çalışma dahil)  brüt maaşları %50 oranında desteklenir.
4-      Tanıtım, Reklam ve Pazarlama Faaliyetlerinin Desteklenmesi:            
§    Görsel ve yazılı tanıtım (Yurtdışına yönelik yayın yapan Türk televizyonları, gazeteleri, vb. basın yayın organlarında verilecek reklamlara ilişkin harcamalar destek kapsamında değerlendirilmez.)
§    Tanıtım ve pazarlama organizasyonları (Show, defile, özel sergi, sunum vb.) düzenleme ve katılım giderleri,
§    Ülke imaj kampanyası,
§    Pazar araştırması (segmentasyon, rekabet, imaj, algı, gizli müşteri, müşteri memnuniyeti, lokasyon, dağıtım kanalı, iletişim fiyat, vb. araştırmalar),
§    Sponsorluk (kültürel, sosyal sorumluluk, imaj amaçlı ve sportif sponsorluklar vb.),
§    Kokteyl (açılış, sezon açılışı, kampanya uzantısı, ürün lansmanı vs),
§    Seminer, konferans, vb.,
§    Web sitesine ilişkin tasarımlar ve bu tasarımların uygulamaları,
§    Her türlü reklam panoları ve duvar reklamları,
§    Yabancı dilde hazırlanmış firma katalogları ile her türlü basılı iletişim malzemesi,
§    Üretilen kataloglarla ilgili (tercüme bedeli hariç) her türlü giderler (yurtdışı edildiği takdirde desteklenir.),
§    Marka-promosyon iletişim ajansı harcamaları,
§    Halkla İlişkiler-Basınla İlişkiler ajansı harcamaları,
§    Medya satın alım ajansı harcamaları,
§    Direct mailing ile ilgili harcamalar,
§    Zincir marketlerin raflarına girebilmek için bir defaya mahsus ödenen listeleme bedeli,
§    Periyodik mağaza dergilerinde yer alma,
§    Eşantiyon ve promosyon malzemeleri,
§    Elektronik ortamda tanıtım sitelerine verilen reklam,
§    Radyo reklamları, tanıtımları, promosyonları,
§    Ürünlerin satışa sunulduğu ve üzerinde, destek kapsamındaki markanın
logosunun yer aldığı stand, soğutucu, vb.,
§    Ürünlerin yurt dışına yönelik olarak elektronik ortamda pazarlanabilmesi amacıyla Müsteşarlıkça uygun görülen ve nihai tüketiciye yönelik olmayan e-ticaret sitelerine üyelik giderleri, vb. harcamaları % 50 oranında desteklenir. 
5-      Yurtdışı Birimlere İlişkin Giderlerin Desteklenmesi: 
Mağaza/lokanta/kafelere ilişkin uygun mahal araştırmasına yönelik danışmanlık, konsept yaratımı, teknik detay uygulama planları, proje uygulama dahil mimari çalışmaları, dekorasyon, brüt kira ile buna ilişkin kesinleşmiş (dönem sonunda mahsup işlemine konu olmayan) vergi/resim/harç, komisyon, hizmet harcamaları ile mağaza/lokanta/kafenin kiralanmasıyla ilgili hukuki danışmanlık ve belediye giderleri ile söz konusu birimlerin işletilmesi için gerekli, Müsteşarlık tarafından belirlenen temel kurulum giderleri,
Ofis, depo, showroom, satış sonrası servis vb. yurtdışı birimlerine ilişkin brüt kira ile buna ilişkin kesinleşmiş (dönem sonunda mahsup işlemine konu olmayan) vergi/resim/harç, dekorasyon (yalnızca showroom için), komisyon giderleri, söz konusu birimlerin işletilmesi için gerekli Müsteşarlık tarafından belirlenen temel kurulum giderleri ile farklı markaların satıldığı showroom/büyük mağaza, zincir mağaza, özellikli ihtisas mağazaları, hipermarketlerde kiraladıkları reyon/showroom/gondol/ reyon, gondol, köşe, dekorasyonlu köşe, kiosk, stand vb. tahsis edilmiş satış alanlarına ilişkin brüt kira ile buna ilişkin kesinleşmiş (dönem sonunda mahsup işlemine konu olmayan) vergi/resim/harç, dekorasyon, hizmet (genel güvenlik, genel temizlik gibi ortak kullanım giderleri, forklift kira bedeli) ve/veya komisyon harcamaları,
Franchising vermeleri halinde, franchising sistemi ile yurt dışında açılacak ve faaliyete geçirilecek mağazalara ilişkin dekorasyon ve kira giderleri, %50 oranında desteklenir.

Dahilde İşleme İzin Belgesi

Dahilde İşleme izin Belgesinin faydaları
İthalatta %26’ ya varan ve yerli alacağınız hammaddelerde KDV oranı kadar vergi istisnalarla ihracatta rekabet için her imalatçı ve ihracatçı alabilir.

İthalat sırasında;
  • Gümrük vergisi muafiyeti sağlar.
  • Kaynak kullanımı destekleme (KKDF) fonu muafiyeti sağlar.
  • %100 KDV muafiyeti sağlar.
Bu istisnalardan yararlanarak önemli ölçüde maliyetinizi azaltabilirsiniz.

     Yerli hammadde alımında ;
  • İthalde olduğu gibi yerli alacağınız hammaddeler için %100 KDV muafiyeti sağlar.

Başvuru İçin Gerekli Evraklar

Bilmeniz gerekenler;
İthalat; Belge süresi içinde yapmış olduğunuz ithalata karşılık, üretim aşamasının tamamlanması ve belgenizde belirtilen ihracat mamüllerinin yine belge süresi içinde ihracatının yapılması zorunludur. İthalat miktarınıza karar verirken, belge süresi içinde ihraç edebileceğiniz kadar ithalat yapmaya özen gösteriniz. Aksi halde belge kapsamında ithalatını yapmış olduğunuz fakat ihracatını gerçekleştiremediğiniz hammaddeler için ödemediğiniz KDV, gümrük vergisi ve fonu tutarlarını cezaları ile geri ödersiniz.
Belgenizde belirtilen ithalat miktarının tamamını ithal etme zorunluluğu yoktur. İthal edilmeyen hammadde miktarı için ihracat sorumluluğunuz yoktur.

İhracat; İhraç edilen mamullerin Gümrük çıkış beyannamelerine, İmalatcı firma adı ile Dahilde işleme izin belgesinde belirtilen satırkodunun, DİİB tarih ve numarasının yazılması zorunludur. Yazılmazsa ihracatlarınız belgenize sayılmaz.
Özel faturalı ihracat yapılması da mümkündür ancak sektör kısıtlaması bulunmaktadır.Özel faturalı ihracatlarınızda fatura bilgilerinizin fatura tarihinden itibaren belge süresi içerisinde DİR otomasyon sistemde belgenize kaydedilmesi zorunludur.Bu işlem tarafımızdan yapılmaktadır.

Yurtiçi alım ;Dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihracı taahhüt edilen işlem görmüş ürünün elde edilmesinde kullanılan hammadde, yardımcı madde, yarı mamul, mamul, değişmemiş eşya ve ambalaj malzemeleri yurt içinden de temin edilebilir.
Belge kapsamında ihraç edilmek üzere yurt içinden temin edilen eşya, bu Tebliğin uygulanması bakımından (3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla) ithal eşyası gibi değerlendirilir.
Yurtiçi alıma ilişkin faturaların fatura tarihinden itibaren belge süresi içerisinde DİR otomasyon sistemde belgenize kaydedilmesi zorunludur.Aksi takdirde Bu faturanızla ilgili ödenmeyen KDV geri alınmaktadır.Bu işlem tarafımızdan yapılmaktadır.
Dahilde işleme izin belgesi kapsamında yurt içinden temin edilen eşyanın belge süresi içerisinde işlem görmüş ürün olarak ihracının gerçekleştirilmemesi halinde  para cezası uygulanmaz.
Belge kapsamında katma değer vergisinde tecil-terkin sistemi çerçevesindeki alımlar, bu Tebliğ ile 29/6/2001 tarihli ve 24447 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 83 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği hükümlerine istinaden yapılır. Bu kapsamda, bu Tebliğin eşdeğer eşya kullanımına ve önceden ihracata ilişkin hükümleri uygulanmaz.

Eksüre; DİİB süresinin yarısı kadar eksüre alabilirsiniz.Bu haktan yararlanabilmeniz için ,belgenizde taahhüt edilen ihracat usd tutarının %50’si kadar ihracat yapılması gerekmektedir.Belgenizin eksüre talebi ancak belge süresinin bitiminden itibaren 30 gün içerisinde yapılmalıdır.
Diib kapsamında ilk ithalat yapılan tarih ile belge müracaatınızın onaylandığı tarih arasındaki gün sayısı kadar süre alabilirsiniz. Belgenizin süre kaydırımı eksüre talebi ancak belge süresi içinde yapılmalıdır.

Belgenizi nasıl kullanacaksınız !
İthal için: İthal edeceğiniz maddelerin gümrük, Fon, KDV tutar toplamları kadar teminat mektubu vererek, ödeme yapmadan ithalatınızı yapabilirsiniz.
Yerli hammadde alımı için: Satıcı firma fatura üzerine gerekli düşümü yapar ve KDV muafiyetini sağlanır.
İmalatçı-ihracatçı firmaların, müracaat tarihinden önce dört yıl içerisinde düzenlenmiş ve ihracat taahhüdü kapatılmış belgeler kapsamında toplam 1 (bir) milyon ABD Dolarından az olmamak üzere gerçekleştirdikleri ihracat kadar, indirimli teminat uygulamasında yararlanabilirler.
DİİB kapatılması işlemleri;
Dahilde işleme izin belgelerinin, süre bitiminden itibaren 3 ay içinde kapatma başvuruları yapılması gerekir. Süresi içinde kapatma başvurusu yapılmayan belgeler değerlendirmeye alınmaz.
DİİB revize işlemleri;
Diib ithalat ve ihracat listelerinde mevzuata uygun olması şartı ile istediğiniz değişiklik, ilave sizden gelen bilgiler doğrultusunda tarafımızdan yapılmaktadır.

Yatırım Teşvik Belgesi

16 Temmuz 2014 Çarşamba

İş Güvencesinin Kapsamı Ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

I-GENEL OLARAK İŞ GÜVENCESİ
Dünyada ve ülkemizde iş güvencesi hükümlerinin uygulamaya geçilmesinde
temel etken, üretim faaliyetlerinde kar ve verimliliğin ahlak ve toplumsal
değerlerin yerini almasındandır. Ancak daha sonra liberal devlet anlayışı
ekonomik ve sosyal etkenlerden dolayı, sosyal devlet anlayışına uygun ilkelere
yönelmenin geçerliliğini ortaya koymuştur. Bu nedenle devlet çalışma
hayatında dengeyi sağlamak amacıyla, ekonomik olarak işverene kıyasla daha
güçsüz durumda bulunan işçiyi korumaya yönelik uygulamalara başlamıştır.
İş güvencesi kavramı devletin bu koruma taraftarlığından ortaya çıkmıştır.
Zira iş güvencesi temelde devletin istihdam ve üretimde zayıf taraf olarak gördüğü
işçilerin korunmasına yönelik bir güvencedir. (Kurt ve Koç, 2001)
Çünkü işçi işverene kıyasla daha güçsüz durumdadır. Emeğinin dışında kendisini
geleceğe taşıyacak başka bir maddi değeri bulunmamaktadır. İşveren ise
daha güçlü konumda olup sermaye sahibidir.
Bu nedenle iş güvencesi Yasası ile birlikte korumasız durumda bulunan
işçinin iş sözleşmesinin sona ermesi geçerli bir nedene bağlanmış, işveren
tarafından geçerli bir nedenle feshedilen sözleşmelerde işçiye feshin geçersizliği
ve işe iade konusunda yargı yoluna başvurma imkanı getirilmiştir.
Bu çalışmada iş güvencesinin kapsamı ve uygulamada yaşanan sorunlar
kısaca açıklanmıştır.

İş güvencesi ile ilgili hükümler ülkemizde ilk defa 09.08.2002 tarihinde
çıkarılan 4773 sayılı iş güvencesi Yasası ile 15.03.2003 tarihinden itibaren
uygulanmaya başlamıştır. Daha sonra 4857 sayılı İş Kanunu ile de iş güvencesine
ilişkin hükümlerin uygulanmasına devam edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununda iş güvencesi ile ilgili hükümler 18-21 maddelerinde
yer almaktadır. İşveren İş Kanunun 17. maddesinde belirtilen ihbar önellerine
uyarak yada bildirim süresine ilişkin ücreti peşin ödeyerek de olsa iş sözleşmesini
feshederse bu feshi geçerli bir nedene dayandırmak ve fesih nedenini
kesin ve açık şekilde yazılı olarak belirtmek zorundadır.(İş Kanunu Md. 19)
Buna göre işveren otuz yada daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az
altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren,
işçinin yeterliliğinden yada davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya
işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayandırmak zorundadır.
İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği
veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildirimin
tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde iş mahkemesinde dava açabileceği
hükme bağlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu hizmet aktiyle işverene bağımlı olarak çalışan tüm
işçileri kasama almamıştır. İş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmek için
hem işçi bazında hem de işyeri bazında birtakım şartların oluşması gerekmektedir.
II-İŞYERİNDE EN AZ OTUZ İŞÇİNİN ÇALIŞMASI
İşçilerin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için işçinin çalıştığı
işyerinde otuz ve daha fazla kişinin çalışıyor olması gerekmektedir.
Uygulamada otuz işçi sayısının belirlenmesinde çeşitli sorunların ortaya çıktığı
görülmektedir. Yasa otuz kişinin hesabında işverenin aynı işkolunda birden
fazla işyerinin olması halinde tüm işyerlerinde çalışanların hesaba dahil
edilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır.

Örneğin, A Ltd. Şti. işvereninin 8520 işkolu koduyla İstanbul ilinin
Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi sınırları içinde restaurant işyerinin bulunduğunu,
bu işyerinde 22 işçinin çalıştığını varsayalım. Diğer taraftan yine aynı
A Ltd.Şti. işverenine ait Kadıköy Sosyal Güvenlik Merkezi sınırları dahilinde
yine 8520 işkolu kodunda restaurant işyerinin bulunduğunu varsayalım. Bu
örnekte aynı işverene ait aynı işkolu kodunda iki işyeri olduğu için burada
çalışan 31 işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanacaktır. Kadıköy’de işyerinin
aynı A Ltd.Şti. işverenine ait restaurant işyeri değil de 2431 işkolu
kodunda tekstil atölyesi olduğunu varsaydığımızda işçiler iş güvencesi
hükümlerinden yararlanamayacaktır.
III-İŞÇİNİN KIDEM SÜRESİNE İLİŞKİN ŞART
İşçiler otuz ve daha fazla kişinin çalıştığı işyerinde çalışmış olsalar bile
en az altı aylık kıdemlerinin olması durumunda iş güvencesi hükümlerinden
yararlanabilirler. Dolayısıyla altı aylık kıdem süresinin altındaki işçiler iş
güvencesinin kendilerine sağladığı hak ve menfaatlerden yararlanamaz.
Kıdem süresinin hesaplanmasında aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde
geçen süreler birleştirilerek hesaplanması hüküm altına alınmıştır.
Yine yukarıda belirttiğimiz örneği tekrar ele alırsak, işçi Ahmet YILMAZ, A
Ltd.Şti. işvereninin Bağcılar SGM kapsamında bulunan işyerinde 4 ay,
Kadıköy SGM kapsamında bulunan işyerinde 3 ay süreyle çalıştığını varsayalım.
Bu durumda her iki işyerinde geçen kıdem süresinin toplam 7 ay olması
nedeniyle iş güvencesi hükümlerinden yararlanacaktır. Yargıtay da, işçinin
davalı işverene ait işyerlerinden iki dönem halinde çalışması durumunu göz
önünde bulundurarak her iki dönemdeki çalışmalarının toplam gün sayısını
dikkate alınması gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay HD’nin 16.09.2003;
Şahlanan, 2005, 95)
Ancak ülkemizde kayıt dışı istihdamın büyük oranlarda olmasından
dolayı, kayıt dışı çalışan işçilerin kıdem süresinin hesaplanması konusu büyük
önem arz etmektedir. Zira işçinin kayıtlı olarak çalıştığı durumda Sosyal
Güvenlik Kurumuna verilen aylık prim ve hizmet belgelerinden sigortalının
ne kadar süre ile çalıştıkları kolaylıkla saptanabilirken, kayıt dışı çalışanların
gerçek kıdem süresinin saptanması bir takım karmaşık durumları da ortaya
çıkarmaktadır.Bu durumda işçiler kayıt dışı olarak çalıştığını iddia ettikleri
dönemlerdeki çalışmalarını ya idari yolla (Sosyal Güvenlik Kurumunun denetim
ve kontrolle yetkili memurları tarafından yapılan araştırma,soruşturma ve
incelemeleri ile) ya da yetkili mahkemede açacakları hizmet tespit davası ile
ispat etmeleri gerekecektir. Bu da sürecin uzamasına neden olacaktır.
IV-BELİRSİZ SÜRELİ HİZMET AKTİ İLE ÇALIŞILIYOR
OLMAK
Kanunda açık bir şekilde belirsiz süreli hizmet akti ile çalışan işçilerin iş
güvencesi hükümlerine tabi olacağı belirtilmiştir. Belirli süreli hizmet akti ile
çalışan işçiler otuz kişilik sayının belirlenmesinde toplama dahil edilmesine
karşılık, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Zira belirli süreli iş sözleşmesinin
adından da anlaşılacağı üzere, iş sözleşmesi taraflarca belirlenen
sürenin sona ermesi ile nihayete erecek, işçinin yeniden aynı işverenin işinde
çalışması ancak tarafların yeniden kendi rızaları ile yeni bir sözleşme yapması
ya da mevcut sözleşmeyi uzatmaları ile mümkündür.
Ancak belirli süreli hizmet sözleşmeleri birden fazla defa tekrar yenilendiğinde
(zincirleme sözleşme) yargı içtihatlarında ve öğretide bu tür sözleşmelerin
belirsiz süreli sözleşme şekline dönüştüğü göz ardı edilmemelidir. Bu
durumda ki işçiler iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
V-FESHİN GEÇERLİ BİR NEDENE DAYANDIRILMASI
Feshin geçerli nedene dayandırılması 4857 sayılı İş Kanunun 18. maddesinde
düzenlenmiştir. Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinde, sözleşme işveren tarafından feshedilebilmesi için, işçiye geçerli bir neden bildirme zorunluluğu
getirilmiştir. İşçinin iş sözleşmesini fesheden işveren işçinin yeterliliğinden
veya davranışlarından yada işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden
kaynaklanan geçerli bir nedene dayanmak zorundadır.
4857 sayılı İş Kanununda nelerin geçerli sebep sayılmayacağı sayma
yoluyla belirtilmiş olmakla birlikte, gerekçelerin mutlak bir bağlayıcılığı
olmadığı ve her somut olayın kendine özgü durumunun değerlendirilerek bir
sonuca varılması gerekmektedir. Bu yüzden geçerli sebep kavramının belirlenmesinde
Yargıtay kararları büyük önem taşımaktadır. (Şahlanan, 2005, 97)
Öte yandan işverene sözleşmeyi derhal fesih yetkisi veren, 4857 sayılı İş
Kanunun 25/II maddesine göre, işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan
haller ve benzerlerinde (İşçinin hırsızlık yapması, işyerinde başka işçilere
cinsel tacizde bulunması, işveren hakkında, şeref ve haysiyet kırıcı asılsız
iddia ve ithamlarda bulunması) haklı neden kavramı ile 4857 sayılı İş
Kanunun 18. maddesinde belirtilen geçerli sebep kavramı uygulamada sık sık
karıştırılmaktadır.
İş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından makul ve önemli ölçülerde
beklenemeyeceği durumlarda feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul
etmek gerekir. Bu hususta işverenden beklenen feshe en son çare olarak bakmasıdır.
Bu nedenle geçerli sebep kavramında sürekli olarak fesihten kaçınma
olanağının olup olmadığı araştırılmalıdır. İşçinin yetersizliğinden veya davranışlarından
kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması
halinde geçerli sebepler olarak feshe neden olabilecektir. (Kurt, 2003, 909)
Yargıtay da işverenin talep ve sipariş azalması, ülkede yaşanan ekonomik
kriz gibi işyeri dışından kaynaklanan sebeplerden dolayı işverenin iş sözleşmesini
feshetmesini geçerli bir neden olarak görmemiş, öncelikle fazla
çalışmaların kaldırılmasını, işçinin rızası ile çalışma süresinin kısaltılmasını,
işin zamana yayılmasını feshin son çare olarak düşülmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Yargıtay 9. HD’nin 08.07.2003)
İşveren tarafından iş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle 1 aylık süre içerisinde dava açma imkanı bulunmaktadır.
Şayet mahkeme feshin geçersiz olduğuna hükmederse, işveren mahkeme
kararından itibaren 1 aylık süre içerisinde işçiyi işe başlatmak zorundadır.
İşçi de mahkeme kararının kendisine tebliğinden sonra 10 gün içerisinde
işe başlamak istediğini belirterek işverene başvuruda bulunmak zorundadır.
Eğer işçi mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 gün içinde başvuruda
bulunmazsa fesih geçerli hale gelecektir. İşverende 1 aylık süre içerisinde
işçiyi işe başlatmazsa en az 4 ay en fazla 8 aylık ücreti tutarında işçiye
tazminat ödeyecektir.
VI-SONUÇ
İş güvencesi hükümleri, işverene kıyasla daha savunmasız ve zayıf
durumda bulunan işçiyi koruma amacıyla uygulamaya konmuştur. Ancak tüm
işçiler iş güvencesisin sağladığı hak ve menfaatlerden yararlanamamaktadır.
En az otuz işçi çalıştırılan işyerlerinde çalışan ve kıdemi 6 aydan fazla olan
işçiler, belirsiz süreli hizmet akti ile çalışmaları halinde iş güvencesinden
yararlanabilmektedirler. 4857 sayılı Kanunun 18. maddesinde belirtilen geçerli
sebep ile 25/II. maddesinde belirtilen haklı sebep birbirinden farklı kavramlardır.
İki durumda iş akitlerinin sona erdirilmesi farklı gerekçelere dayandırılmıştır.
Ayrıca iki durumda hukuki süreçler farklı usullere göre devam
etmektedir.
İşverenler hizmet sözleşmesini feshetmeleri halinde, fesih nedenini açıkça
belirtmek suretiyle karşı tarafa yazılı olarak bildirmeleri gerekmektedir.
Fesih konusunda tüm işlemlerin yazılı olarak yapılması büyük önem arz
etmektedir.Diğer taraftan, Kanunda hem işveren hem de işçi açısından belirtilen
süreler hak düşürücü süreler olduğundan her iki taraf açısından dikkat
edilmesi gereken en önemli husustur.

KAYNAKÇA
Kurt, Resul, Koç, Muzaffer (2001). “1475 sayılı İş Kanununda İş
Güvencesi” Mali Çözüm. 54 (2001): 124.
Kurt, Resul (2003). İş Hukuku ve Sosyal Sigorta Mevzuatında Usul
ve Esaslar. İstanbul: İSMMMO.
Şahlanan, Fevzi (2005). Yargıtay’ın İş Hukukuna İlişkin 2003 yılı
Kararlarının Değerlendirilmesi. Ankara: İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Milli Komitesi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi. (08.07.2003) E.2003/12442, K.2003/13123
sayılı kararı. Ankara.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi. (16.09.2003) E.2003/15650, K.2003/14623
sayılı kararı. Ankara.

Sosyal Güvenlikte Primlerin Geri Alınması - Toptan Ödeme

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre yapılan sigorta yardımları süresine göre; kısa ve uzun vadeli sigorta kolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.Dolayısı ile Sosyal güvenlik sistemine zorunlu veya isteğe bağlı olarak prim ödeyen sigortalının prim ödemesi de bu ayırıma tabi olarak gerçekleşmektedir.
            Kısa vadeli sigorta kolları; hastalık,analık iş kazası ve meslek hastalığı riskine karşı sigortalıdan tahsil edilen ve buna karşılık yapılan yardımları içermektedir.
            Uzun vadeli sigorta kolları ise, malullük, yaşlılık , ve ölüm olmak üzere üç sigorta kolundan oluşan ve buna karşılık sigortalı tarafından yapılan ödeme karşılığı bir yardım niteliğinde olmayan adından da anlaşılacağı üzere uzun vadede sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine ödenen bir hak niteliğindedir.
            Uzun vadeli olmasının diğer sebebine gelince de Kanunda belirlenen prim ödeme gün sayısına ve sigortalılık süresine ve/veya yaşın tamamlanması şartına bağlı olarak Sosyal Güvenlik Kurulu tarafından geri ödemesinin yapılmasıdır.
            Bu yazımızın konusu uzun vadeli sigorta kollarına ödenen primler neticesinde  kanunun aradığı gerekli şart ve koşullarını yerine getirememiş ,yaşlılık aylığına hak kazanamayan sigortalıların veya hak sahiplerinin yaptıkları prim ödemelerinin hangi koşullar dahilinde geri alabileceklerini içermektedir.

Uzun Vadeli Sigorta Kolları/ Yaşlılık sigortasından sağlanan yardımlar

            Yaşlılık sigortasından sağlanan yardımlar; yaşlılık aylığı bağlanması ve yaşlılık toptan ödemesi yapılmasıdır . Madde 6 - (1)Yaşlılık aylığına hak kazanamayanların kendilerine toptan ödeme, vefatı halinde ise hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır veya toptan ödeme yapılır.

Yaşlılık toptan ödemesi ve ihya

Madde 31 - (Değişik madde: 17/04/2008 - 5754 S.K./19. md.)(*)
            4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan, herhangi bir nedenle çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında ise kendi adına bildirilen, (b) bendi kapsamında ise ödediği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödeme şeklinde verilir.Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan, yeniden bu Kanuna tabi olarak malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarın ilgiliye tebliğ tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır.

 Ölüme bağlı toptan ödeme ve ihya

Madde 36 - (Değişik fıkra: 17/04/2008 - 5754 S.K./22. md.)(*)
             4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar, 34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilir.
Hak sahiplerine yapılacak toptan ödemenin toplamı, sigortalıya yapılacak toptan ödeme tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin hisselerinden orantılı olarak indirim yapılır.Toptan ödeme yapıldıktan sonra artan tutar olursa sigortalının ölümünden sonra doğan veya soy bağı düzeltilen veya babalığı hükme bağlanan çocuklarına da bu madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılır.(Değişik fıkra: 17/04/2008 - 5754 S.K./22. md.)(*) Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak tasfiye edilmiş süreler, borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri birleştirilerek ya da sonradan hizmet tespiti nedeniyle hak kazanılan sürelerin eklenmesi suretiyle ölüm sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısının tamamlanması halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 31
inci maddenin ikinci fıkrasına göre ihya edilir. Yukarıdaki süreler, ihya edilen süreye ilişkin tutar dahil her türlü borçların ödendiği tarihi takip eden ay başı itibarıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasında dikkate alınır.

Vazife malullüğü aylığı bağlananlar ;

            Sonradan geçen çalışmalarından dolayı yaşlılık aylığına hak kazanamayanların kendilerine toptan ödeme, vefatı halinde ise hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır veya toptan ödeme yapılır.

Aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilen sigortalılar ;

                Sosyal güvenlik destek primine tabi olanların primleri, aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilir. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş süreler, Kanuna göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim gün sayısına ilave edilmez, Kanuna göre yaşlılık ve ölüm toptan ödemesi yapılmaz (5510 Sayılı Kanunun 4 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) ve (b) Bendi Kapsamında Sigortalı Olanlar İle Hak Sahiplerinin Tahsis İşlemlerine İlişkin Tebliğ)

Yaşlılık toptan ödemesinden yararlanma şartları ve başvuru :

            Yaşlılık toptan ödemesi, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı olanlardan,

            a) Çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan,

            b) Yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan,sigortalıya yapılır.

            Yaşlılık toptan ödemesinden Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;

            a) (a) bendi kapsamında bulunması halinde çalıştığı işten ayrıldıktan sonra,

            b) (b) bendi kapsamında bulunması halinde, işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra,
örneği Kurumca hazırlanan dilekçe ile ilgili üniteye başvurması şarttır. Dilekçeye, gerekli durumlarda sigortalı işten ayrılış bildirgesi eklenir.

Prim Ödemeden Boşta Geçen Sigortalılık Sürelerimizi Borçlanabilir Miyiz ?

 Emeklilik, bir sosyal güvenlik kavramı olup, çalışma hayatının sonlanmasını ve / veya  emeklilik/yaşlılık aylığının bağlanmasını ifade etmektedir. Yaşlılık sigortası, uzun vadeli sigorta kollarından olup sigortalının belirli bir yaşa ulaştığında çalışma gücünde meydana gelen azalma nedeniyle oluşan  gelir kaybının yaşlılık sigortası ile giderilmesi amacıyla sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanmasını sağlayan primli bir sosyal sigorta türüdür.
                Yaşlılık aylığına hak kazanmak için gerekli kriterler , her ne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tek bir çatı altında birleşmiş de olsa, kamu çalışanları için farklı ,hizmet akdine bağlı olarak çalışanlar için farklı ve bağımsız kendi nam ve hesabına çalışanlar için farklı koşullar içermektedir.
                İster kamu çalışanı/memur (4/c) olsun ister hizmet akdine bağlı olarak çalışanlar/ işçi-ssk (4/a) olsun ister kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar/esnaf-bağkur(4/b) olsun yaşlılık aylığına hak kazanmak için yerine getirmesi gereken 3 temel koşul :
                1-Belli bir sigortalılık süresi
                2-Belli bir yaş
                3-Belli bir prim ödeme gün sayısıdır.
                Genelde sigortalılar gerekli bu üç koşuldan ilk ikisini yerine getirmiş fakat prim gün sayısını tamamlamamış oluyorlar.Danışmanlık ofislerimize gelerek veya gerek e-mail , gerek telefon aracılığı ile bizlere yöneltilen sorularda "Prim ödemeden boşta geçen sigortalılık sürelerimi borçlanabilir miyim?"şeklinde ifadelerde bulunuyorlar.Bu yazımızda hangi sürelerin borçlanılabileceğini maddeler halinde göreceğiz.
                BORÇLANMA YAPILAN SÜRELER / HİZMET BORÇLANMALARI
                1-Ücretsiz doğum yada analık izin süreleri (doğum borçlanması)
                2-Er veya erbaş olarak silah altında geçen süreler (askerlik borçlanması)
                3-4/c kapsamında sigortalı sayılan memurların aylıksız izin sürelerinin borçlanılması
                4- Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,
                5-Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,
                6- Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,
                7- Grev ve lokavtta geçen süreleri
                8- Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri,
                9- Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,
                10- 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri,
                11-Uzman ve usta öğretici olarak çalışanların borçlanması

                12-Beş yılı aşan borç nedeniyle durdurulan bağ-kur sigortalılık sürelerinin canlandırılması.
kaynak : http://www.alitezel.com/